Önemli Bilgilendirme: Geçmiş döneme ait basın bültenidir ve güncel olmayan bilgiler içerebilir. Bültenin halen yayında olma nedeni Vakıf çalışmalarına dair arşiv niteliği taşımasıdır. Vakıf'tan bilgi ve onay almadan kullanılmaması rica olunur. (E-posta: iletisim@tema.org.tr, tema@tema.org.tr)
Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne, yaklaşık 72 bin orman yangınında 3 milyardan fazla ağacı kaybettik.Ülkemizde hala yılda ortalama 2 bin orman yangını çıkıyor. Ve bu yangınların %94'üne ne yazık ki insanlar neden oluyor.
Yaz mevsiminin gelmesi ile birlikte hergün gazete ve televizyonlarda yanan orman alanlarımızla ilgili haberler okuyor seyrediyoruz. Alınan tedbirlere, yapılan uyarılara rağmen orman yangınları çıkmaya devam ediyor. Türkiye'de orman yangını istatistikleri Orman Kanunu'nun kabul edildiği 1937 yılında başlıyor. İstatistikler, 1937'den günümüze geçen süreçte (Ekim 2003 itibariyle) 74.294 orman yangınında, toplam 1 milyon 630 bin 46 hektar orman alanının yandığını ortaya çıkarıyor. Diğer bir deyişle, Türkiye'nin 67 yılda İstanbul ili yüz ölçümünün 3 katı kadar orman alanını yangına kurban verdiğini kayıt altına alıyor.
Çevre ve Orman Bakanlığı verilerine göre; ülkemiz, Akdeniz havzasında orman yangınlarıyla mücadelede en başarılı ülkelerden biri. Son on yılda orman yangınlarında önemli ölçüde düşüş yaşandı. 1992 yılında 12.232 hektar orman alanı tahrip olurken, 2003 yılında bu rakam 6.844 hektara kadar geriledi. Ancak düşüşün yaşandığı geçtiğimiz yıl bile Büyükada'nın yüzölçümünün 12 katı büyüklüğünde orman alanını yangınlarla kaybettik.
Orman yangınlarının çıkış nedenlerine bakıldığında yıldırım gibi doğal nedenlerin % 5-6 oranında kaldığı, diğer yangınların % 94'ünün çıkış sebebinin insan kaynaklı olduğu görülüyor. İnsan kaynaklı yangınların büyük kısmı kasıt (%13), ihmal ve kazalar (%47) nedeniyle çıkarken % 40'nın yani her üç yangından birinin nedeni de tam olarak bilinemiyor.
Ormanlar, bir ülkede toprağı ve suyu koruyan en önemli faktördür. Çünkü ağaçlar kökleri ile toprağı sararken hem erozyonu önler hem de çıplak toprakta akıp giden su ve yararlı maddelerin ormanda depolanmasını sağlarlar. Seller, ve taşkınlar da erozyon gibi yine ormanlar sayesinde önlenir. Ancak ne yazık ki tüm bunlara rağmen ormanlarımızı hızla tüketmeye devam ediyoruz. Ama ormanlarımız sonsuz değil ve tehlike çanları uzun zamandır çalıyor. Geleceğimizi ipotek altına almak istemiyorsak, ormanlarımızın yanıp kül olmasına seyirci kalamayız. Bunun için ;
-Ormanda ya da ormana yakın yerlerde ateş yakmayın, dumansız piknik yapın.
-Çevreye sönmemiş sigara izmariti, kibrit gibi yanıcı maddelerin atılmaması konusunda duyarlı olun.
-Aracınızdan herhangi bir şekilde yola dökülecek olan yağ veya benzinin üzerini kalın bir toprak tabakası ile örtün.
-Tarlanızdaki anızları kaldırmak için yakma yöntemini kullanmayın.
-Küçük yangınlara kendiniz müdahale edin. Ormanlık alanda herhangi bir duman ya da ateş gördüğünüz takdirde Alo 177 Orman Yangın İhbar, Alo 156 Jandarma veya Alo 155 Polis İmdat telefonlarını arayın.
Unutmayın! Erken haber beraberinde yangına çabuk müdahaleyi getirir. Gelin ülkemizi felaketlere, çölleşmeye mahkum etmeyelim. Varolan ormanlarımıza sahip çıktığımız gibi, yok olanları da bir an önce yeniden oluşturma çalışmalarına başlayalım. Bunun için de TEMA Vakfı gibi ağaçlandırma konusunda çalışmalar yürüten sivil toplum örgütlerine ve kurumlara destek verin.