TEMA, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı

9 Mayıs 2013, geleceğimiz için tarihi bir gündü. 9 Mayıs günü, atmosferdeki sera gazı düzeylerini ölçümleyen Mauna Loa Gözlem İstasyonundan gelen haberlere göre atmosferdeki karbondioksit seviyesi, son 800.000 yıldır gelmediği bir düzeye erişti: Şu an milyonda 400 parçacık seviyesinde! Karbondioksit düzeylerinin bu noktaya varması, küresel sıcaklıkların 2 – 2,4 0C artmasını anlamına geliyor. İnsanoğlunun yeryüzünde var olduğu dönem boyunca atmosferdeki sera gazı seviyesi bu düzeye daha önce hiç ulaşmamıştı!

Yüz binlerce yıldır belirli bir oranı aşmayan atmosferdeki karbondioksit düzeyi, sanayi devriminden bu yana, insanlık olarak daha fazla fosil yakıt yakmamıza; ormanlar, turbalıklar gibi karbondioksit yutaklarımızı daha fazla tüketmemize bağlı olarak rekor seviyeye ulaştı.

Karbondioksit seviyesi yükselmeye devam ederse, insan türü de dâhil olmak üzere birkaç milyon canlı türünün iklim değişikliğine uyum sağlama şansı azalacak. Bu durumu tersine çevirmek için tek şansımız; değişen iklim koşullarına uyum sağlamamız için doğru uyum politikalarını hayata geçirmek ve sera gazı salımlarımızı azaltmamız için fosil yakıtlardan vazgeçerek, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiye yönelmek!

Türkiye de iklim değişikliği ile mücadele için üzerine düşeni yapmalı!

Dünyadaki birçok ülke iklim değişikliğiyle mücadele için sera gazı salımlarını azaltma hedefi koyarken, imza attığı uluslararası anlaşmalar gereği sera gazı salımlarını 1990’a göre %5 düşürmesi gereken Türkiye, 2011 yılında sera gazı artışında yeni bir rekor kırdı. Türkiye’nin yıllık sera gazı salımları 1990’a göre %124 artış göstererek 422,4 milyon ton (Mt) CO2 (karbondioksit) eşdeğeri seviyesine ulaştı.

Bu artışın temel sebebi, Türkiye’nin fosil yakıtlara dayanan enerji politikası. Ulaşım, kentsel dönüşüm, konutlar ve HES gibi inşaatlar nedeniyle demir çelik ve çimento sektörleri ile havacılık politikası da bu artışın ardındaki diğer itici güçler.

İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin geri dönülemez noktaya gelmeden önce durdurulması için ortak çalışmalar yürütmek üzere bir araya gelen “İklim Ağı” katılımcıları, kritik bir eşik daha aşılırken iklim değişikliğiyle mücadele için harekete geçmenin aciliyetini tekrar vurguluyor. Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele konusunda benimsediği “bekle ve gör” politikasını bir kenara bırakıp küresel çözümün parçası olmasının zamanı geldi de geçiyor.

Ülkemizin mutlak sera gazı azaltım hedefi belirlemesi, bu çerçevede etkin enerji verimliliği, yenilebilir enerji ve iklim değişikliğine uyum politikalarını hayata geçirmesi için bugün derhal harekete geçilmesi gerekiyor.

EDİTÖRE NOTLAR:

Son 800.000 yıldan bugüne atmosferdeki karbondioksit düzeyleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

İklim Ağı: Türkiye'deki sivil toplum kuruluşları, iklim değişikliği konusunda ortak kaygılarını ve çözüm önerilerini birlikte dile getirmek üzere “İklim Ağı”nı kurdu. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin geri dönülemez noktaya gelmeden önce durdurulması için ortak çalışmalar yürütmeyi amaçlayan “İklim Ağı”, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Doğa Derneği, Doğa Koruma Merkezi, EUROSOLAR Türkiye (Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği Türkiye Bölümü), Greenpeace Akdeniz, Kadıköyü Bilim Kültür ve Sanat Dostları Derneği (KADOS), TEMA Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Yeşil Düşünce Derneği, 350 Ankara gibi sivil toplum kuruluşlarının katkısı ile kuruldu.

İklim Ağı’nı sosyal medyada izlemek için; www.iklimdegisikligi.org

http://www.facebook.com/groups/iklimagi/

https://twitter.com/iklimagi

,
,