TEMA, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı

Önemli Bilgilendirme: Geçmiş döneme ait basın bültenidir ve güncel olmayan bilgiler içerebilir. Bültenin halen yayında olma nedeni Vakıf çalışmalarına dair arşiv niteliği taşımasıdır. Vakıf'tan bilgi ve onay almadan kullanılmaması rica olunur. (E-posta: iletisim@tema.org.tr, tema@tema.org.tr) 

TEMA Vakfı, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü'nde kuraklık nedeniyle Afet Bölgesi ilan edilmek istenen Konya'da Çöl Çadırında Basın Toplantısı düzenliyor. Toplantıda TEMA Vakfı'nın proje ortağı olduğu 4 kıtada 14 kuruluş tarafından uygulanacak çölleşmeyle mücadele alanında çalışan sivil toplum ağlarını güçlendirmeyi hedefleyen yeni projesi tanıtılacak.

Birleşmiş Milletler, 1994 yılı Aralık ayında aldığı kararla, 17 Haziran tarihini “Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü” olarak ilan etmiştir. TEMA Vakfı, 1995 yılında ülkemizde yapılan ilk etkinliğin ev sahipliğini üstlenmiş ve her yıl geleneksel olarak çölleşme sorununa dikkat çekmek, bu yönde ülkemizde gerçekleştirilen başarılı çalışmaları ve başaranları halkımıza tanıtmak, sorunlu bölgeler için halkın ve iktidarların desteğini almak üzere gerek çeşitli konferans ve paneller gerekse Konya Karapınar, Ankara Nallıhan, Burdur Akyaka ve Iğdır Aralık örneklerinde olduğu gibi bu soruna maruz kalan bölgelerde etkinlikler düzenlemiştir.

Erozyon ve Çölleşme sorununa 15 yıl önce el koyan TEMA Vakfı; BM tarafından 2007 yılı Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü'nün ana temasının “Çölleşme ve İklim Değişikliği-Küresel Bir Sorun” olarak belirlenmesi ve kuraklık nedeniyle İl Genel Meclisi'nin Konya'nın Afet Bölgesi ilan edilmesi yönünde aldığı tavsiye kararı nedeniyle, Konya'da etkinlik gerçekleştirme kararı almıştır.

Küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini kuraklık olarak doğrudan yaşadığımız şu günlerde ülkemizin hububat ambarı Konya Havzası'nın Bakanlar Kurulu'nca bir an önce afet bölgesi ilan edilmesi gerekmektedir. TEMA Vakfı, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü'nde Konya Karapınar'da Çöl Çadırı'nda düzenleyeceği basın toplantısı ile kuraklık sorununa dikkat çekecek ve proje ortağı olduğu 14 ülkenin katılımı ile 4 kıtada uygulanacak AB destekliçölleşmeyle mücadele alanında çalışan sivil toplum ağlarını güçlendirmeyi hedefleyen yeni projesini tanıtacaktır. Etkinlikte evlerdeki gereksiz su tüketiminin önlenmesi için bireysel çabaların ne kadar büyük fark yaratacağı konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek amacıyla başlatılan “Suyunu Boşa Harcama” Kampanyası'na (www.suyunubosaharcama.org) dikkat çekilecektir.

Dünya Yüzeyinin Üçte Biri Çölleşme Tehdidi Altındadır

Bugün mevcut iklim değişiklikleri ve yanlış arazi kullanımı nedeniyle, arazilerin bozulumu her zamankinden daha hızlı gerçekleşmektedir. Dünya yüzeyinin üçte biri veya bir başka deyişle 4 milyar hektarı aşkın arazi çölleşme tehdidi altındadır. Ayrıca, ihtiyaçlarının çoğu için toprağa bağımlı olan 1,2 milyarı aşkın insanın hayatı kurak alan ekosistemlerine ve ürünlerine bağımlıdır.

Çölleşme Yoksulluğun Hem Nedeni, Hem Sonucudur

Çölleşme ekonomik kaynaklar üzerinde büyük bir yüktür ve bu süreçten en fazla kalkınmakta olan ülkeler etkilenmektedir. Küresel düzeyde, çölleşmeden doğrudan etkilenen bölgelerde yıllık gelir kaybı 42 milyar dolarken, çölleşme ile mücadelenin yıllık bedeli sadece 2,4 milyar dolardır.

Türkiye Çöl Olmasın !

Çölleşme, insan ve iklim değişikliği faktörlerini içinde barındıran bir toprak bozulmasıdır. Aşırı tarım uygulamaları, aşırı otlama, ormansızlaşma, yanlış sulama uygulamaları vb. faaliyetler verimli toprakları kurak topraklara çevirmektedir. Verimli topraklarımız yok oldukça da kırsal alanda yaşam zorlaşmakta, köyden kente göç kaçınılmaz olmakta ve ülkemizdeki genel yaşam kalitesi sorunu bu noktadan başlamaktadır.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Panel Raporu'na göre; ülkemizin yer aldığı Akdeniz ve Orta Doğu bölgesinde kuraklık artışı ve tarımsal verimde düşüş öngörmekte, küresel ısınmanın zararlı etkilerini en önce ve en şiddetli biçimde yaşayabileceğimize dikkat çekmektedir.

Çölleşme ülkemizi doğrudan ilgilendiren ve maruz kaldığımız çok önemli bir tehdittir. Toprakları çölleşen bir ülkenin temel sorunları açlık, susuzluk, işsizlik ve iç göçtür. Bunun sonucunda işsizlik, gelir dağılımdaki adaletsizlik artacak, çarpık kentleşme, çevre kirliliği, doğal kaynakların aşırı kullanımı ve tahribi gündeme gelecektir. Bu nedenle hep birlikte geleceğimize şimdiden sahip çıkmamız, toprağımıza El Koymamız gerekmektedir.

,