TEMA, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı

Önemli Bilgilendirme: Geçmiş döneme ait basın bültenidir ve güncel olmayan bilgiler içerebilir. Bültenin halen yayında olma nedeni Vakıf çalışmalarına dair arşiv niteliği taşımasıdır. Vakıf'tan bilgi ve onay almadan kullanılmaması rica olunur. (E-posta: iletisim@tema.org.tr; tema@tema.org.tr)

2006 yılı Dünya Gıda Günü'nün ana teması “Gıda Güvenliği İçin Tarıma Yatırım Yapmak”, sloganı da “Bütün Dünya Kazansın” olarak belirlendi. Her yıl Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO'nun kuruluş yıldönümü olan 16 Ekim tarihinde kutlanan Dünya Gıda Günü'nün amacı, global bir sorun olan kronik açlığa neden olan faktörlerin ortadan kaldırılmasına yönelik acil önlemlerin alınmasına çağrıda bulunmaktadır.

Toprak Yoksa Hayat Yok...El Koyun!..

TEMA Vakfı Genel Müdürü Dr. Uygar ÖZESMİ, Dünya Gıda Günü ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; 2006 yılında “Toprak Yoksa Hayat Yok.. El Koyun !..” sloganıyla açlığın sigortası topraklarımızın doğru ve verimli kullanılması adına kırsal kalkınma seferberliği başlattık, bu seferberlik Dünya Gıda Günü'nün mesajı ile birbirini tamamlıyor.” dedi. (www.elkoyun.com)

Gıda Sorunu “Açlık” Herşeyi Gölgede Bırakabilir

Gıda üretimi için aşırı su kullanımı yanlış bir gıda güvenliği duygusu yarattığına dikkat çeken, Dr. Özesmi, “Dünya çiftçileri, toprak erozyonu, tarım alanlarının tarım dışı kullanıma açılması ve tarım alanlarındaki çölleşme gibi geleneksel tehditlerle savaşmak zorunda. Buna bir de azalan yer altı su kaynakları, küresel iklim ısınma eklendi. Bugün için büyüyen gıda ihtiyacımızı karşılayabiliyoruz, ama yer altı suları tüketildiğinde, gıda üretimindeki düşüşten kaçınmak imkansız olacak. Eğer nüfus yılda 70 milyon artmaya devam ederse, ülkeler ulusal güvenliğini, besin kıtlığı ile tanımlamaya başlayabilir, hatta gıda sorunu bugün gerçekte terörizmi gölgede bıraktığı gibi algıda da gölgede bırakacaktır ” dedi.

Dünyada Açlığın Azaltılmasını Öngören Plan Başarısızlığa Uğradı

1996 yılında Roma'daki Dünya Gıda Zirvesi'nde 185 devlet ve Avrupa Birliği 2015 yılı itibariyle dünya üzerindeki aç insan sayısının yarıya indirilmesi yönünde görüş birliğine vardılar. Geçen süre içinde halen yaklaşık 854 milyon kişi yetersiz besleniyor, Günde 25 bin kişi, açlık ve fakirlik sonucu hayatını kaybediyor. Her yıl, 5 yaşın altındaki 6 milyon çocuk açlıktan etkileniyor. Ve, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), dünyada açlığın 2015 yılına kadar yarı yarıya azaltılmasını öngören planların başarısızlığa uğradığını açıkladı.

Her yıl erozyonla kaybedilen toprağın 500 milyon tonu tarım alanlarından gitmektedir. Bu topraklar ile 25 cm kalınlığında tarla oluşturulursa 2 milyon dekar tarla elde edilir. 2 milyon dekar tarlada Türkiye şartlarında 600 bin ton buğday yetiştirilir. 600 bin ton buğday 20 tonluk kamyonlarla taşınırsa 30 bin kamyon eder. Bu kamyonlar arka arkaya konvoy oluşturursa, konvoy İstanbul'da başlar Gerede'de sona erer. 600 bin ton buğdaydan 250 gramlık 2 milyar 400 bin ekmek yapılır. 2 milyar ekmekle Türkiye nüfusunun tamamı için kişi başına 35 ekmek düşer.

Tarım Türk Toplumunun Gıda, Dolayısıyla Yaşam Güvencesidir

Türkiye, son yirmi yılda uygulanan yanlış tarım politikaları sonucunda tarımsal ürünler bakımından kendine yeter ülke olma özelliğini yitirdi, hatta kendi topraklarında yetişen buğday, mısır, pamuk, pirinç gibi ürünlerin dışalımcısı haline geldi. Oysa tarım Türk toplumunun gıda, dolayısıyla yaşam güvencesidir.

Toplumumuzun yarıdan çoğu geçimini doğrudan ya da dolaylı olarak tarımdan sağlamaktadır.

Tarım ekonomimiz için üretkenlik dinamiğini sürdüren reel sektörlerin başında gelmektedir.

Sanayimiz büyük ölçüde tarım ürünü hammaddeye bağlıdır.

Tarıma dayalı sanayi ile birlikte ihracat gelirinin yarıdan çoğu tarımla bağlantılıdır.

Bugün bile GSMH'nın %15'i hammadde bazında tarımsal üretimden sağlanmaktadır.

Ve Türkiye'de, yaşamsal nitelikli bu fonksiyonları yerine getiren bir başka sektör yoktur.

,